Korkularımızla Yüzleşmek ve Hayatı Kucaklamak Üzerine🪽🦋

9/11/20242 min read

Kendimle baş başa kaldığım ve uzunca düşüme fırsatı bulduğum bu günlerde ne kadar çok korkum olduğunu farkettim. Etrafımdaki birçok insanın da benimle aynı durumda olduğunun farkındayım. Bir şeylerden korkmaktan yaşamayı unutur hale gelmişiz resmen. Korkularımızın, bizi nasıl esir aldığını ve onlarsız bir hayatın ne kadar tatlı olduğunu unutmuşuz.

Dün yeni tanıştığım biri, bana çok anlamlı bir şey söyledi: “Korkularınla özdeşleşme.” Çünkü korkularımıza isim verip onları benimsediğimizde, onlar bir tür kimlik haline geliyor ve yaşamımızı sınırlamaya başlıyor. Oysa korkuları sadece korku olarak gördüğümüzde, onları sahiplenmeyi bıraktığımızda, aslında yavaş yavaş hayatımızdan çıkıp gittiklerini fark edebiliriz. Korkuların bizi nasıl etkilediğini ve yavaş yavaş nasıl kaybolduklarını gözlemlemek gerçekten dünyadaki en keyifli his olabilir.

Farkına vardığım başka bir gerçek ise; Asya ülkelerinde geçirdiğim zamanlardan edindiğim tecrübelere dayanarak; konforlu yaşamlarımızın bizleri korkularla yaşamaya mecbur bıraktığı... Her şeyin elimizin altında olması, tehlike olarak gördüğümüz şeyleri kolayca kontrol edebilme gücümüz, bize güven veriyor gibi görünse de, bu gücün kaybıyla ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Maddi şeylere dayandığımızda, aslında kendimizden daha da uzaklaşıyoruz. Çünkü bu şeyler bize gerçek anlamda güven vermiyor; sadece geçici bir rahatlama sunuyor. Bu durum, belkide bizi sahte hayatlara sürüklüyor. Gerçekten derinlere inemiyoruz.

Bugün Vietnam'da daha önce geçmediğim biryerde tek başıma yürürken farkına vardım ki; korkularımızla yüzleşmek, bize yalnızca cesaret vermekle kalmıyor, aynı zamanda hayatın güzelliklerine yeniden odaklanmamızı sağlıyor.

Belki de korkularımızı bir kenara bırakıp, yaşamın derinliklerine inmeye cesaret edersek, ruhumuzun gerçek tatlarını yeniden bulabiliriz. Bu, hem kendimize hem de hayatın kendisine duyduğumuz sevgiyi yeniden yeşerten bir yolculuk olacak ve gerçekten yaşadığımızı hissettirecektir.🦋